EylemlerimizSendikamız Haber

2013 yıl hepimiz için kayıp yıl oldu

Eğitim İlke-Sen, 2013 yılında kamu çalışanları, emekliler ve asgari ücretliler için hak kayıplarının olduğunu belirterek, çözüm için rekabeti değil paylaşımı esas alan bir anlayışı savundu

Sakarya’da yapılan eylemde basın açıklamasını okuyan Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce   “2013, geniş bir kesim için sosyal adaletsizliğin, emek sömürüsünün ve hak ihlallerinin devam ettiği bir yıl oldu. Bölgemizde ve dünyada ise acının, katliamların, mezhep kavgalarının, idamların ve darbelerin hüküm sürdüğü bir yıldı.” dedi.

2013 yılındaki toplu görüşmelerin kamu çalışanları için hayal kırıklığına dönüştüğünü ifade eden Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce, “2013 yılı, ülkemizdeki geniş bir kesim için olduğu gibi kamu çalışanları için de maalesef kayıp yıl oldu. Toplu görüşmeler, tam bir rezalete ve hayal kırıklığına dönüştü. Emeğimize karşılık verilen zam, kamu çalışanlarının ve emeklilerin yoksulluk sınırı altında yaşadığı gerçeğini değiştirmedi. Birçok ek ödeme ve sosyal yardımda herhangi bir artış da söz konusu olmadı. Kamuda, güvencesiz ve kadrosuz çalışma devam etti. 4/C statüsündeki, yardımcı hizmetteki ya da akademideki çalışanların sorunları ise gündeme dahi gelmedi.

Görünen o ki, 2014 yılı, sadece kamu çalışanları ve emekliler için değil, asgari ücrete mahkûm edilen milyonlarca çalışan için de yine zor geçecek.  Çünkü yılın ilk 6 ayı için 846 lira, ikinci ay içinse net 891 lira olarak belirlenen asgari ücret, kölelik düzeninin devam edeceğini ortaya koydu. Oysa ki yine bir devlet kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu dahi en düşük ücretin 1205 lira olması gerektiğini söylüyor. Yoksulluk sınırının 3000, açlık sınırının 1200 lira olduğu bir zamanda 6 milyondan fazla asgari ücretliye 846 lira verilmesi utanç vericidir!” dedi.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ

2013 KAYIP YILDI, 2014’TE BİRLİKTE KAZANALIM!

Değerli basın mensupları, duyarlı Sakarya halkı.

Bir yıl daha geride kaldı. Ve maalesef akıp giden zaman, yine hüsranla dolu oldu. 2013, ülkemizde geniş bir kesim için sosyal adaletsizliğin, emek sömürüsünün ve hak ihlallerinin devam ettiği bir yıl oldu. Bölgemizde ve dünyada ise acının, katliamların, mezhep kavgalarının, idamların ve darbelerin hüküm sürdüğü bir yıldı.

Dünya genelinde milyarlarca insan çatışmaların, açlığın, susuzluğun ve sefaletin gölgesinde yaşamak zorunda kaldı. Yerinden yurdun edilenler ile yeri yurdu dahi olmayanların sayısı hızla artmaya devam etti. Yeryüzünün nimetleri, bir avuç mutlu azınlığın doymak bilmeyen hırsına kurban verildi. İnsanın emeği, alınteri; doğanın suyu, yeşili, sadece burada değil, hemen her yerde talan edildi!

Dünyayı, yaşadığı ülkeyi ve şehri, güç ve iktidar sahiplerinin medyasına bakarak okuyanlar; kendilerine sunulanların, kendilerinden çalınanların kaçta kaçı olduğunu elbette öğrenemedi. Büyüme, kalkınma, ilerleme ideolojisinin neye mâl olduğunu yine sorgulayamadı. Büyük rakamlarla, koca manşetlerle gözden kaçırılan küçük insanların hikâyelerini gazete sayfalarında bulamadı, ekranlarda göremedi. Oysa o hikâyelerde, kapitalist dünya düzeninin ölecek kadar çok çalıştırıp, ölmeyecek kadar yaşattığı insanların acıları vardı!

Düşünün ki, dünyanın en zengin yüzde 1’i, dünyadaki tüm zenginliğin yüzde 46’sına sahip. Dünya nüfusunun yarısı, toplam zenginliğin ancak ve ancak yüzde 1’ini paylaşıyor. Nerden bakarsanız bakın, tarih boyunca görülmemiş korkunç bir eşitsizlik tablosu bu! Bir yanda zevkin ve lüksün içinde şımarmış bir avuç mutlu azınlık; diğer yanda insanca beslenemeyen, barınamayan ve yaşayamayan milyarlarca insan! Böyle bir düzen, Allah’a meydan okumak değilse nedir?

Değerli dostlar,

2013 yılı, ülkemizdeki geniş bir kesim için olduğu gibi kamu çalışanları için de maalesef kayıp yıl oldu. Toplu görüşmeler, tam bir rezalete ve hayal kırıklığına dönüştü. Emeğimize karşılık verilen zam, kamu çalışanlarının ve emeklilerin yoksulluk sınırı altında yaşadığı gerçeğini değiştirmedi. Birçok ek ödeme ve sosyal yardımda herhangi bir artış da söz konusu olmadı. Kamuda, güvencesiz ve kadrosuz çalışma devam etti. 4/C statüsündeki, yardımcı hizmetteki ya da akademideki çalışanların sorunları ise gündeme dahi gelmedi.

Görünen o ki, 2014 yılı, sadece kamu çalışanları ve emekliler için değil, asgari ücrete mahkûm edilen milyonlarca çalışan için de yine zor geçecek.  Çünkü yılın ilk 6 ayı için 846 lira, ikinci ay içinse net 891 lira olarak belirlenen asgari ücret, kölelik düzeninin devam edeceğini ortaya koydu. Oysa ki yine bir devlet kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu dahi en düşük ücretin 1205 lira olması gerektiğini söylüyor.

Yoksulluk sınırının 3000, açlık sınırının 1200 lira olduğu bir zamanda 6 milyondan fazla asgari ücretliye 846 lira verilmesi utanç vericidir! Şunu unutmayalım ki; büyük şirketlerin, fabrikaların 846 liraya çalıştırdığı insanların bu kazancını, aileleriyle birlikte yaklaşık 20 milyon kişi tarafından bölüşüyor. Anlayacağınız, sömürü düzeni sadece çalışanları değil, çok daha geniş bir kesimi dibe doğru çekiyor! Üstelik yağmur gibi gelen zamlar, kamu çalışanlarına, emeklilere ve asgari ücretlilere verilen zamları daha şimdiden fazlasıyla geri almış vaziyette.

Duyarlı Sakarya halkı;

Güç, iktidar ve rant uğruna kavga edip, birbirinin kuyusunu kazmak için yapamayacakları ahlaksızlık kalmayanların oyununa dalarken; perde arkasına itilenleri gözden kaçırmayın! Emeğinizin hakkını, çoluk çocuğunuzun rızkını alıp, bir avuç insanı mutlu eden, buna karşı milyarlarca insanı ise acımasızca sömüren şu yalan ve talan düzenine kendinizi kaptırmayın!

Hatırlayın ki; Rabb’imiz adil bir dünya kurmamızı; rekabet yerine dayanışma içinde olmamızı istiyor. Bütün insanlık için yarattığı nimetleri hakça paylaşıp, adil bir şekilde bölüşmemizi emrediyor. O halde kapitalist dünya düzeninin ifsadına, sömürüsüne kayıtsız kalmayalım! Birlikte direnelim ve herkes için daha adil bir geleceğin kapısını omuz omuza aralayalım.

Şüphesiz ki Allah, iyiliği emredenlerin, zulme karşı duranların, adaleti ayakta tutanların yanındadır.

EĞİTİM İLKE-SEN

MYK üyesi Beytullah Önce