Türkiye NATO’nun savaş üssü olmasın!
Eğitim İlke-Sen ve TOKAD, Tokat Yeraltı Çarşısı üzerinde bir eylem düzenleyerek NATO’nun Suriye sınırına patriot füzelerini konuşlandırmasını, İzmir NATO Kara Karargâhının faaliyete geçmesini ve Kürecik NATO radarını protesto etti.
Eylemin açılışında konuşan Eğitim İlke-Sen yöneticilerinden Ahmet Örs, Türkiye’nin NATO’nun ileri karakolu haline getirilmeye çalışıldığını, NATO’nun Ortadoğu’daki Müslüman halkların geleceğini kuşatmasına izin vermeyeceklerini söyledi ve Türkiye’nin NATO toprağı olduğunu söyleyen başbakanı eleştirdi.
Topluluk adına basın açıklamasını ise Özgür Yazarlar Birliği başkan yardımcısı Mustafa Kıyak okudu.
Mustafa Kıyak açıklamasında, küresel kapitalizmin jandarması olan kirli ittifak NATO ile Türkiye hükümetlerinin uzun yıllardır iyi ilişkiler içinde olduğunu, AKP iktidarında karşılıklı ilişkilerin çok daha ileriye taşındığını söyledikten sonra “Daha geçen yıl Libya’ya müdahale ederek ülkenin zenginliklerini batılı ülkelere açan cinayet ve terör şebekesi NATO, Afganistan’da yıllardır yoksul ve mazlum kardeşlerimizi bombalıyor; her gün onlarca Müslümanı katlediyor. Bu cinayet şebekesi bugün Anadolu’yu tamamen teslim almak istiyor. İslam dünyasını hedef alan NATO, Türkiye’yi kendisine bir füze rampası, bir savaş üssü olarak hazırlamaktadır. Doğu dünyasıyla rekabet etmek için Türkiye’yi bir karakol gibi cephenin ileri hattına konumlandırmaktadır. İsrail’i güvene almak ve coğrafyasını sömürüye açmak için İran’ı açık hedef haline getirerek Türkiye’yi Malatya’ya füze kalkanı kurmaktan tutun da ambargoya zorlamaya kadar bütünüyle İran’la karşı karşıya getirmiştir.” dedi.
Emperyalist Avrupa ülkelerini ve İsrail’i koruyacak füze kalkanı için NATO radarının Malatya Kürecik’e kurulduğunu; NATO Kara Karargâhının İzmir’de faaliyete geçtiğini; İncirlik üssünün öteden beri NATO’nun en büyük gücü Amerika’nın elinde olduğunu; ülkenin birçok yerinde irili ufaklı NATO radarlarının faaliyette olduğunun herkes tarafından bilinen ve medyada yer bulan bir gerçek olduğunu hatırlatan Kıyak, “Bütün bunların yanına şimdi de Türkiye’nin Suriye sınır hattına konuşlandırılacak patriotlar eklendi.” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başbakanın ikide bir Türkiye’nin NATO toprağı olduğunu söylemesini açıkça kınıyoruz. Türkiye’nin NATO üyeliği eskilere dayanabilir ancak bu kirli ittifaka bu kadar gönülden bir teslimiyet zilletten başka bir şey değildir. Çeşitli vesilelerle Allah’a bağlı olduklarını dile getirip de sık sık ülke olarak NATO’ya ait olduklarını vurgulayanlara soruyoruz: Siz gerçekte kime bağlısınız? Adaleti emreden, zulüm ve sömürüyü yasaklayan Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mı; yoksa zalim, katil ve emperyalistlerin terör şebekesi NATO’ya mı? Bu iki karşıt gücün her ikisine birlikte bağlı ve ait olmak mümkün müdür?”
Ortadoğu’yu kontrol altında tutmak isteyen ABD ve İsrail öncülüğündeki şer cephesinin NATO şemsiyesi altında Anadolu’yu tamamıyla kendisine askeri üs olarak kullanmak istediklerini söyleyen Mustafa Kıyak, Gazze’ye her defasında vahşice saldıran İsrail’i, Hamas ve İslami Cihad’ın füzelerinden koruyan demir kubbe savunma sisteminin Malatya-Kürecik’teki radar üssünden yardım aldığını vurgulayarak “Kürecik’te radar üssü kurduranlar ise gidip Gazze’de gözyaşı döküyor.” dedi.
Türkiye’nin, komşularıyla kavgalı, Kürt meselesinden emek sömürüsüne kadar geniş bir alanda halkıyla sorunlarını çözememiş, daha birkaç gün önce okullarında başörtüsünü bir kez daha yasaklamış bir ülke olarak Ortadoğu’da batılı emperyalistlerin savaş haritasına konumlandırıldığına işaret eden Kıyak, hükümetin yoluna şaşkın ve iradesiz politikalarla tamamen küresel egemenlerin rotasında devam ettiğini ifade etti.
Kürecik, İncirlik ve İzmir’deki NATO üslerinin hemen kapatılmasını, patriotların daha getirilmeden def edilip gönderilmesini, Ortadoğu’daki Müslüman halkların kendi geleceklerini kendi iradeleriyle belirlemelerini ve Türkiye’nin bir an önce NATO’dan ayrılmasını isteyen Mustafa Kıyak açıklamasını şöyle bitirdi: “İslami çevreleri, bütün haysiyetli insanları, anti-emperyalist çevreleri AKP hükümetinin batı ve NATO yanlısı, savaş çığırtkanı siyasetine karşı durmaya çağırıyoruz. Muhtemel korkularla değil mevcut tehlikelerle yüzleşelim! Bu tehlikeli gidişe dur diyelim! Ortadoğu’nun, içinden çıkamayacağı yeni felaketlere sürüklenmesine izin vermeyelim! Unutmayalım Allah adaleti emreder, zulümden, haksızlıktan bizi sakındırır.”
Basın açıklaması sırasında “Kürecik-İzmir-İncirlik, Şimdi de Patriotlar, Türkiye NATO’nun Savaş üssü Oluyor!” ile “Terrorist NATO, Get Out Of The Middle East” pankartları ile “İncirlik-İzmir Kürecik, Şimdi de Patriotlar, NATO’ya Hayır!”, “Katil NATO’ya Hayır!”, “Türkiye NATO’dan Ayrılsın!”, “Emperyalist NATO’ya da Katil Füzelerine de Hayır!”, “Ne NATO, Ne Kalkan, İsrail’e Kalkan Olma!”, “NATO’nun Füze Kalkanı İslam Halklarını Vuracak!”, “Terrorist NATO, Get Out Of Malatya/İzmir” dövizleri taşınırken “Türkiye NATO’dan Ayrılsın, Uyan Diren Özgürleş, Katil NATO Türkiye’den Defol, NATO’ya Asker Olmayacağız, Katil NATO Afganistan’dan Defol, Katil NATO Malatya’dan Defol, Katil NATO İzmir’den Defol, NATO Radarı İsrail’in Kalkanı” sloganları atılıp tekbirler getirildi.
Eylem sonunda NATO ve ABD bayrakları ateşe verildi.
EYLEM FOTOĞRAFLARI
Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
TÜRKİYE NATO’NUN SAVAŞ ÜSSÜ OLUYOR
NATO’YA, PATRIOTLARA HAYIR!
Kıymetli basın mensubu kardeşlerimiz, duyarlı Tokat halkımız;
Ortadoğu ve Türkiye her geçen gün küresel kapitalizmin kıskacına alınıyor. Batıda daralan, sıkışan kapitalizm gözünü bütünüyle dünyanın doğusuna ve Ortadoğu’ya dikmiş durumda. Batılı kapitalistlerin Ortadoğu diye tanımladıkları yer de doğrudan İslam dünyasının merkezi. Yani batı kapitalizminin doğrudan hedefi İslam dünyasının ta kendisi!
Arkadaşlar,
Türkiye’nin batı ittifakı uzun bir geçmişe sahip. NATO ile somut bir çerçeve kazanan kirli ittifaklarla işbirliği içinde olmak her Türkiye hükümetinin önceliği oldu. Batı dışında herhangi bir çözüm aramak, alternatif üretmek, cılız itirazlar dışında tercih edilmedi. Batının vesayeti iktidarda kalmanın anahtarı olarak görüldü. NATO ile çıkılan Kore savaşından bu yana Türkiye, kapitalizmin jandarması bu şer odağına teslim olmuş durumdadır.
Değerli dostlar,
NATO’nun ne olduğunu iyi anlamak gerekiyor: Şunu bilmeliyiz ki NATO, batı emperyalizminin terör şebekesinden başka bir şey değildir. Jandarması olduğu kapitalizmi her sıkıştığında zora dayanarak kurtarmak için vardır. Kapitalizmin pazarlarını korumak için vardır. Kapitalizmi tehdit eden tehlikeleri bertaraf etmek için vardır.
Daha geçen yıl Libya’ya müdahale ederek ülkenin zenginliklerini batılı ülkelere açan cinayet ve terör şebekesi NATO, Afganistan’da yıllardır yoksul ve mazlum kardeşlerimizi bombalıyor; her gün onlarca Müslümanı katlediyor.
Arkadaşlar,
Bu cinayet şebekesi bugün Anadolu’yu tamamen teslim almak istiyor. İslam dünyasını hedef alan NATO, Türkiye’yi kendisine bir füze rampası, bir savaş üssü olarak hazırlamaktadır. Doğu dünyasıyla rekabet etmek için Türkiye’yi bir karakol gibi cephenin ileri hattına konumlandırmaktadır. İsrail’i güvene almak ve coğrafyasını sömürüye açmak için İran’ı açık hedef haline getirerek Türkiye’yi Malatya’ya füze kalkanı kurmaktan tutun da ambargoya zorlamaya kadar bütünüyle İran’la karşı karşıya getirmiştir.
Değerli arkadaşlar;
Hep beraber Türkiye’nin NATO ile nasıl bir işbirliği içinde olduğuna bakalım:
Emperyalist Avrupa ülkelerini ve İsrail’i koruyacak füze kalkanı için NATO radarı Malatya Kürecik’e kuruldu.
NATO Kara Karargâhı bugün İzmir’de faaliyete geçiyor.
İncirlik üssü öteden beri NATO’nun en büyük gücü Amerika’nın elinde!
Ülkenin birçok yerinde irili ufaklı NATO radarlarının faaliyette olduğu herkes tarafından bilinen ve medyada yer bulan bir gerçek…
Bütün bunların yanına şimdi de Türkiye’nin Suriye sınır hattına konuşlandırılacak patriotlar eklendi.
Değerli dostlar,
Patriotların Suriye hattına konuşlandırılması her gün basında tartışılan ve gerçekliği karanlık bir meseledir. Patriotlar, Türkiye’nin talebiyle mi, yoksa doğrudan NATO inisiyatifiyle mi konuşlandırılıyor, kimse tam olarak bilmiyor. Görünen o ki tam bir kirli tezgâhla yüz yüzeyiz!
Suriye’den hâlihazırda Türkiye’ye askeri bir tehdit bulunmadığı, bilakis Türkiye’nin Suriye’ye karşı ABD-Katar-Suudi Arabistan öncülüğünde sürekli tehditlerde bulunup iç savaşı kışkırttığı bir vaziyette başbakanın ikide bir NATO’yu göreve çağırması ve son günlerde sık sık Türkiye’nin NATO toprağı olduğunu söylemesi manidardır.
Arkadaşlar,
Başbakanın ikide bir Türkiye’nin NATO toprağı olduğunu söylemesini açıkça kınıyoruz. Türkiye’nin NATO üyeliği eskilere dayanabilir ancak bu kirli ittifaka bu kadar gönülden bir teslimiyet zilletten başka bir şey değildir. Çeşitli vesilelerle Allah’a bağlı olduklarını dile getirip de sık sık ülke olarak NATO’ya ait olduklarını vurgulayanlara soruyoruz: Siz gerçekte kime bağlısınız? Adaleti emreden, zulüm ve sömürüyü yasaklayan Alemlerin Rabbi olan Allah’a mı; yoksa zalim, katil ve emperyalistlerin terör şebekesi NATO’ya mı? Bu iki karşıt gücün her ikisine birlikte bağlı ve ait olmak mümkün müdür?
Değerli dostlar;
Ortadoğu’yu kontrol altında tutmak isteyen ABD ve İsrail öncülüğündeki şer cephesi NATO şemsiyesi altında Anadolu’yu tamamıyla kendisine askeri üs olarak kullanmak istiyor. Gazze’ye her defasında vahşice saldıran İsrail’i, Hamas ve İslami Cihad’ın füzelerinden koruyan demir kubbe savunma sistemi Malatya-Kürecik’teki radar üssünden yardım alıyor. Kürecik’te radar üssü kurduranlar ise gidip Gazze’de gözyaşı döküyor.
Ülke, baştan başa NATO’nun askeri üsleriyle, füze ve radarlarıyla dolduruldu.
CIA başkanı, ABD dışişleri bakanı, genelkurmay başkanı ve diğer askeri yetkililer peşi sıra Türkiye’ye geliyorlar.
Türkiye, komşularıyla kavgalı, Kürt meselesinden emek sömürüsüne kadar geniş bir alanda halkıyla sorunlarını çözememiş, daha birkaç gün önce okullarında başörtüsünü bir kez daha yasaklamış bir ülke olarak Ortadoğu’da batılı emperyalistlerin savaş haritasına konumlandırılmıştır. Şaşkın ve iradesizdir. Yoluna tamamen küresel egemenlerin rotasında devam etmektedir.
Kardeşler,
Biz, kardeş Ortadoğu halklarını birbirine kırdıracak yeni emperyalist planlara dur demek için meydanlara çıktık ve bu kirli savaş ve sömürü siyasetleri sürdükçe meydanlarda, direniş alanlarında olacağız. Kimsenin emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda Ortadoğu halklarına yeni acılar çektirmesine izin vermeyeceğiz. Milyar dolarlık silah satışlarına, ümmetin ve bütün ezilenlerin ortak malı saydığımız doğal kaynaklara, zenginliklere emperyalistlerin el koymasına engel olacağız! Batılı kapitalist güçlerle işbirliği politikalarını sürdürenleri ifşa edecek ve İslam halklarının ayağa kalkacağı mücadelenin her zaman bir ucundan tutacağız.
Bu vesileyle Kürecik, İncirlik ve İzmir’deki NATO üslerinin hemen kapatılmasını, patriotların daha getirilmeden def edilip gönderilmesini, Ortadoğu’daki Müslüman halkların kendi geleceklerini kendi iradeleriyle belirlemelerini ve Türkiye’nin bir an önce NATO’dan ayrılmasını istiyoruz.
İslami çevreleri, bütün haysiyetli insanları, anti-emperyalist çevreleri AKP hükümetinin batı ve NATO yanlısı, savaş çığırtkanı siyasetine karşı durmaya çağırıyoruz. Muhtemel korkularla değil mevcut tehlikelerle yüzleşelim! Bu tehlikeli gidişe dur diyelim! Ortadoğu’nun, içinden çıkamayacağı yeni felaketlere sürüklenmesine izin vermeyelim!
Unutmayalım Allah adaleti emreder, zulümden, haksızlıktan bizi sakındırır.
TOKAD & EĞİTİM İLKE-SEN
adına
Mustafa Kıyak