28 Şubat: Unutmuyoruz, affetmiyoruz!
28 Şubat kararlarının açıklanmasının üzerinden 16 yıl geçti. Toplumu değil kendi çıkarlarını esas alan iktidar sahiplerinin askeri vesayet altında yürüttükleri bu süreç, her alanda ciddi sorunlara yol açtı. Üniversitelerdeki başörtüsü yasağıyla başlatılan ve direnç gösterilemedikçe ilerleyen baskıcı ve yasakçı uygulamalar, bugüne kadar 10 milyondan fazla öğrenciyi ve kamu çalışanını mağdur etti. Milyonlarca öğrenci katsayı engelinden ötürü hak ettikleri öğrenimi sürdüremedi. Siyasi yargı kararlarıyla tutuklamalar oldu ve hâlen brifingle hareket eden mahkemelerin aldıkları kararlar dolayısıyla özgürlüğü gasp edilmiş onlarca insan cezaevinde. Birçok insan çalışma imkanını kaybetti ve aileleriyle birlikte ciddi sıkıntılar çekti. Tüm bu ve diğer yaşanmışlıklardan ötürü darbe sürecini de dönemin aktörlerini de unutmuyoruz, affetmiyoruz!
28 Şubat’ın sembol uygulaması başörtüsü yasağı bugün kamuoyundaki yanılsamalara rağmen sürmektedir. Üniversite kampüsleriyle sınırlı bir serbestliğin, sorunun bittiği şeklinde kabul edilmesi mümkün değildir. Daha acısı, bugün yasağı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için, ilk ve ortaokul ile liselerde öğrenciler için sürdürenler; 28 Şubat döneminin hedef aldığı kesimin mensuplarıdır. O gün karşı çıkılan yasağın, bugün bir takım siyasi kaygılarla kaldırılmamasının izah edilebilir bir tarafı yoktur!
Başörtüsü yasağının mağdur ettiği tek kişi dahi kalsa 28 Şubat’ın izlerinin silindiği yine söylenemez! Siyasi yargı kararlarıyla ceza almış ve hapis yatmakta olan insanlar varken 28 Şubat’ın herkes için geride kaldığı iddia edilemez! Dini ya da etnik kimliğinden ötürü hakkı ve özgürlüğü gasp edilmiş, baskıya uğrayan tek kişi dahi olsa mevcudu koruma adına zulme sessiz kalınamaz!
16 yıl sonra, 28 Şubat aktörlerinin yargılanıyor olmasına bakılarak, sürecin bittiğini düşünmek yanıltıcı olabilir. Nasıl ki 12 Eylül davasıyla darbeci komutanların yargılandığı bir vasatta 12 Eylül düzeninin getirdiği siyasal ve ekonomik düzen işlerliğini koruyorsa; benzer bir durum 28 Şubat için de geçerlidir. Mevcut egemen akıl, hâlâ toplumsal menfaatleri değil devlet bürokrasisinin devamlılığını esas almakta; hikmetinden sual olunmaz bir anlayış ile düzeni topluma karşı muhafaza etmeye çalışmaktadır! Adına ‘kazanım’ denilenler ise toplumsal bir muhalefetin sonucu değil, rıza kazanmak için atılmış konjonktörel adımlardır.
Bir özeleştiri olarak; 28 Şubat sürecinin bugün gelinen nokta itibariyle amacına nispeten ulaştığı görmek de ibret vericidir. Evet; İslami kimliğin sistem karşısında bir alternatif sunma potansiyelinden çekinen egemen aklın kendini koruma refleksi sergilediği o dönemdeki baskı politikaları nispeten geride kalmıştır; lakin dünyaya yeni bir söz söyleme ya da başka bir alternatif sunma iddiasında olması gereken Müslümanlar da bu süreç içinde tüm iddialarını terk etmişler; siyasi ve ekonomik düzeni değiştirmek yerine kendilerini düzene uygun bir hale getirmişlerdir. Bugün düşünülmesi gereken Müslümanların 28 Şubat’ta sistem tarafından neden ‘tehdit’ olarak algılandıkları değil; bugün neden böyle algılanmadıkları olmalıdır.
EĞİTİM İLKE-SEN
İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası
Asla ama asla Unutmuyoruz Affetmiyoruz elbette 2 Şubatın zorba zalim eli kanlı çetelerini, unutmuyor ve affetmiyoruz ondan önceki ondan sonraki tüm dayatmaları yok saymaları maddi ve manevi talanları yıkımları. Unutmadık ve unutmayacagız affetmedik affetmiyeceğiz çağın karanlıklarında ashabı uhdud gibi ateş çukurlarına atılanları. Emeği sömürülenlerin alın terini, hayalleri çalınanların hayallerini, umudu tükenenlerin umutsuzlugunu unutmayacagız. Affetmeyeceğiz. Sanıyormusunuz ki ey mazlumlar, ey mahrumlar 28 şubatlar bitti. Bitmedi maalesef bitmedi .Vahyin aydınlık nurunun ,Tevhidin ve adaletin ,yeryüzünde adam gibi yaşamanın teminatı olan İslamın siyasette ,ekonomide, kamu alanında veyaşamın her alanından soyutlandığını gördükçe 28 şubatlar bitmez. Ama şunu da bilinki Tevhid ve adalet mücadeleside bitmez bitmeyecektir. Çünkü bu Allah’ın mustazaflara vaadidir. Bir gün mutlaka İman küfre ,Tevhid Şirke Adalet zulme galebe çalacak ve yeryüzü Alla
h’ın nuruyla parlayacaktır