AçıklamalarımızManşet

Emekçiler iş cinayetlerinde can vermeye devam ediyor!

Türkiye’de her geçen gün zenginlerin sayısı artarken emekçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor.

Kapitalist hırslar 2013’ün Ocak ayında 68, Şubat ayında 50, Mart ayında ise 55 işçinin canına kast etti.

Sayıları her geçen yıl artan milyonerlerin çoğalan servetlerinin altında neyin olduğu bu iş cinayetleri bize gösteriyor. Güvencesiz ve normal çalışma saat ve koşullarının çok ötesinde karın tokluğuna çalıştırılan işçiler adeta ölüme sürükleniyor. Son 10 yılda 11 binden fazla işçinin iş cinayetlerinde ölüme gönderilmesi; bu rakamın en az 4-5 katının meslek hastalıklarına yakalanarak can vermesi yöneticileri harekete geçirmiyor.

Milyonerlerin, bankalardaki toplam mevduatın yüzde 46.6’sına sahip olduğu, ekonomi %2.2 büyürken aynı milyonerlerin servetlerinin %21.7 büyüdüğü bir ülkede emekçi halkın payına ise ölüm ve hastalıklar düşüyor. Her düzenlemenin sermaye lehine yapıldığı bir ülkede bu karanlık tablonun değişmeyeceği aşikârdır.

Yaşadığı yoksulluk yüzünden çocuk yaşta çalışmak zorunda kalan ve okulda olması gereken yaşta bir inşaatın tepesinde kaçak olarak çalışırken dördüncü kattan düşerek can veren 16 yaşındaki Serkan Altunay ile kafası pres makinesine sıkışarak can veren bir başka çocuk işçi 13 yaşındaki Ahmet Yıldız bu ülkedeki iş cinayetlerinin çocuklarımıza vuran acı yüzüdür. Serkan ve Ahmet adlı talihsiz çocuklarımızın kendilerinden utandığımız yüzleri sınıflar arasındaki gelir adaletsizliğin acı sembolüdür.

Eğitim İlke-Sen olarak iş cinayetlerinin önüne geçilebilmesinin, öldüren rekabetçi anlayışların yerine paylaşım ve dayanışmayı ikame ederek mümkün olabileceğine inanıyor, bütün emekçi çevreleri bu çerçevede ortak bir mücadeleye davet ediyoruz.

EĞİTİM İLKE-SEN

İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası

 

One thought on “Emekçiler iş cinayetlerinde can vermeye devam ediyor!

  • Öldürücü kar hırsı kapitalizmin özünde mevcut.Bir kapitalistten başka türlüsü de beklenmez.Onlar ancak denetlenmeye,birtakım hakları kabule mecbur bırakılabilir.Emeğin ifsad edilmesine ve tabiatın talanına karşı duruş gibi.Sonuçta bu adımların onların da insanlaşmasına hizmet ettiğini anlamaları biraz zor tabii…

Yorumlar kapatıldı.