Dokunulmazlıkların Kaldırılması, Egemen Siyasal İradede Bir Değişiklik Olmadığını Göstermiştir
Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılma süreci, ülkedeki egemen siyasal iradenin bütün refleksleriyle ayakta olduğunu, yüz yıla varan tutumunda herhangi bir değişiklik olmadığını, meseleleri kendi bildiği gibi anlamakta ısrar ettiğini, herhangi bir hikmet ve hakikat yönelişinde olmayacağını göstermiştir.
Milletvekillerinin yargılanması gibi masum ve genel bir talebin çok ötesinde ve asırlık Kürt Sorunu dolayımında gerçekleşen süreç, egemen sistemin arabasına binen herkesin nasıl aynı renge bürünüp aynı pozisyonu sahiplendiğinin açık kanıtı olmuştur.
Bu ülkedeki dayatmacı, faşizan karakter yok etmeye, ezmeye kurulu bir mantıkla işlediğini bir kez daha göstermiştir. Herhangi bir eleştirinin, muhalefetin karşılığı hep aynı ve bu şekildeki gibidir. Muhalefet yapma biçimlerinin bile bu reflekse doğrudan bir tesir sahibi olduğu söylenemez.
Sistemin yapısal karakterinden kaynaklanan ve türlü baskı politikalarıyla bugünlere gelen; şimdi de son bir yıldır yeni bir çatışma sürecinde başka bir şekilde kanayan Kürt Meselesinin bu atraksiyonlarla çözüme ulaştırılamayacağı görülmek istenmiyor. Yaranın kanaması egemenler için tercih edilir bir hâl gibi duruyor.
Hendek-kuşatma-operasyon kıskacındaki Kürt Halkı için yaşam çekilmez bir hâl almıştır. Yasakçı ve yok sayıcı siyasetin karşısında hikmet ve hakikatten kopuk karşı koyuş hâlinin çıkar yol olmadığı açıktır. Roboskî – Baqews katliamları aslında bu açmazın maalesef ki açık kanıtıdır.
Dokunulmazlıkların kaldırılma sürecindeki hoyrat dil, hatıralarda depreşip duran 1994 ruhunu geri çağırmış, vicdanlardaki tedirginliği birkaç kat daha artırmıştır. Bu tedirginlik ve gerilim hâlinden beslenmek isteyenler bir kez daha Rablerinin katında nefis muhasebesi yapmalı ve yapıp ettiklerinin neye tekâbül ettiğinin idrakine varmaya çalışmalıdırlar.
Diğer bütün meselelerde olduğu gibi bu mevzuda da çözüm ve adalet merciimiz Âlemlerin Rabbinin bize ilettiği hakikat makamıdır. Sık sık dillendirmeye çalıştığımız ve “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın!” vurgusuna odaklanan Âl-i İmrân Sûresinin 103. ayeti, etrafında buluşacağımız ilkeleri net bir şekilde bize sunmakta, bütün problemlerin çözümü noktasındaki çerçeveyi belirlemekte ve geleceği kuracağımız siyasetimizin yol haritasını çizmektedir.
Yakılan her ateş fitneyi büyütecek, Ortadoğu’nun her bir yanında sürüp duran ve son bir yıldır bizim de şehirlerimize sıçrayan ve büyüme istidadında olan yangın sadece şeytan ve dostlarına hizmet edecektir. Bu vesileyle Allah’ın Kitabından yola çıkarak bütün taraflara bu çağrıyı yapıyor ve sorumlu herkesi ahiret günü bilincine davet ediyoruz.
EĞİTİM İLKE-SEN YÖNETİM KURULU