Eğitimde Neoliberal Politikalar ve İslamcılık tartışıldı
Eğitim İlke-Sen’in kurucuları Beytullah Emrah Önce ile Ahmet Örs, Ankara’Da Hür Beyan Hareketi’nin “Neo-liberal Dönemde Eğitim ve İslamcı Tavır” başlığıyla düzenlediği panele katıldı.
Mazlum-Der Ankara Şubesi’nde gerçekleşen etkinliğin açılış konuşmasını Hür Beyan Hareketi adına Emre Berber yaptı. Berber, kılık kıyafet yönetmeliğinin neden olduğu tartışmalar sonucunda eğitim meselesinin yeniden gündemlerine girdiğini belirtti. Eğitimde yaşanan dönüşüme sadece seyirci kalmamak, bu mesele hakkında bir fikir oluşturmak kaygısıyla bu paneli düzenlediklerini sözlerine ekledi.
İlk konuşmacı Beytullah Emrah Önce sözlerine küresel iktisadi sistemin Türkiye’de eğitim reformlarına olan etkisini vurgulayarak başladı. Sözlerine şu şekilde devam etti; “Eğitimle iktidar arasında sıkı bir ilişki vardır. Nasıl ki, bir baba çocuklarını eğitmek isterse devlet de vatandaşlarını şekillendirmek; onlara askerlik görevlerini yerine getirebilecekleri, vergi verebilecekleri kadar asgari bir eğitim vermek ister. Diğer taraftan sermayenin ihtiyaç duyduğu sürekli iş gücünün sağlanması için de eğitim gerekir. Bu nedenle eğitim sistemindeki değişimleri devlet yapısının ve sermayenin ihtiyaçlarının değişimiyle birlikte okumak gerekir.” Konuşmasının devamında Beytullah Önce, Türkiye’deki eğitim sisteminde yaşanan değişimleri anlattı. Milli eğitimin laik milliyetçi ana ekseninin her dönem korunduğunu, buna bir takım eklemelerde bulunulduğunu ifade eden konuşmacı; bu eklemelerin de Türkiye’nin dış politikasıyla anlaşılacağını ifade etti.
Önce, AKP dönemine dair de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Devletin düzenli biçimde küçülmesi hedefleniyor. Eğitimde de piyasalaştırmaya dönük politikalar izleniyor. Öğrenciler ve veliler müşteri olarak görülüyor. Mevcut dershane tartışmaları ve hatta YÖK’ün dönüşümü bu açıdan okunmalı. Dün militan yurttaşlar yetiştirilirken bugün küresel sermayenin ihtiyaçlarına yönelik elemanlar yetiştirilmek isteniyor. Kamusal yarar yerine piyasaya odaklı Amerikan sistemine benzemek isteniyor. Dolayısıyla da öğrenciler sertifikaya odaklanıyor.”
Çözüm önerisi olarak halk pedogojisinin inşasını öneren Emrah Önce, ulus-devlet eğitim modeline övgüler yağdıran, eskiyi özlemle anan bir tutumun da doğru olmadığını söyledi. Alternatif eğitimle tersten bir Kemalizm kurmanın aksine; eleştirel düşünceyi, özgür düşünceyi geliştirebilecek modeller geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Eğitim İlke-Sen’in de bu sorunları dikkate alarak yola çıktığını söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
Panelin ikinci konuşmacısı Ahmet Örs idi.
Sözlerine panelin adına dair bir eleştiri yaparak başladı. Neo liberalizme dair İslamcı tavrın geliştirilebilmesi için bu iktisadi düzenin ne olduğunun bilinmesi gerektiğini söyleyen Örs, İslamcıların bu konu hakkında çok eksik olduklarını iddia etti. Bu nedenle bu tür başlıkların çok iddialı olduğunu söylerken, kulluk görevleri gereği bu tür meselelerle ilgilenmek gerektiğini ekledi. Örs konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’deki gelişmeleri dünyayla birlikte okumak lazım. Nasıl Şili ve Yunanistan’da darbeler olmuş ve darbeciler yargılanmışsa bizde de bu çizgi izlenmiştir. Eğitim’deki değişmelerde de küresel bir çizgi söz konusudur. Bizler İstanbul Üniversitesi’nde okurken bir ilahiyatçıdan fazla hadis ve tefsir inceler ve hatta bu dönemde solcuların neden YÖK’e karşı olduğunu kavrayamazdık.
YÖK üniversiteleri şekillendirmek için kullanıldı. Dün nasıl darbeciler zor kullanarak eğitimi neoliberalizme göre şekillendiriyorsa bugün de AK Parti rıza ile daha ılımlı politikalarla bunu yapıyor. Fakat biz daha neoliberalizmin ne olduğunu bilmiyoruz.
Neoliberalizm denilen şey hayatın bütün noktalarına kadar yağmalanmasıdır. Sağlık sistemindeki dönüşümlere, KHB’lere, nehirlerin yağmalanmasına, Nato üslerine bakın. Bu meselelerle az biraz solcular ve Eğitim-Sen ilgileniyor. Ama onlar da tüm meseleyi getirip dine dayandırıyor, din düşmanlığı yapıyorlar.”
Ahmet Örs konuşmasının devamında bu değişimle mücadelenin çok zor olduğunu çünkü bir dönem imam-hatiplerde, üniversitede arkadaşları olan kimselerin okul müdürü olduğunu belirtti.
Alternatif olarak ezilenlerin pedogojisine yönelmek ve bu konuda Musa kıssasından dersler çıkarmak gerektiğini ifade etti. Firavun’un halkını ahmaklaştırdığını, halkın ezildiğini anlamadığını ancak buna rağmen Hz. Musa’nın herkese ulaşmaya çalıştığını söyledi.
Konuşmaların ardından soru ve katkı bölümüne geçildi.
Özel okullar hakkında bir soru üzerine Beytullah Emrah Önce, Türkiye’de aslında özel okul olmadığını, özel olarak işletilen devlet okullarının olduğunu söyledi.
Son 4+4+4 reformundaki siyer ve Kur’an dersleri hakkında gelen bir soruyu ise şöyle cevapladı; “Kanuna bu eklenti MHP tarafından tamamen devletçi eğilimlerle önerildi. Halkın bu talepleri devlet tarafından karşılanacak ve böylelikle devlet dışı unsurlar, cemaatlerin dini eğitim vermesinin önü kesilecek.”
Soru-cevap bölümünde alternatif eğitimle ilgili görüşlerini açan Ahmet Örs, devrimci öğretmenlik tartışmalarına yaklaşmak gerektiğini belirtti. Kendisinin geleneksel hoca tipinden yana olduğunu söyleyen Örs, öğrenciyle beraber sürecek bir öğrenme biçiminin daha doğru olduğunu sözlerine ekledi.
Bu bölümün de sona ermesiyle panele son verildi.
Kaynak: Hür Beyan
SELAMUN ALEYKÜM. ÖNCELİKLE AHMET ÖRS ,BEYTULLAH ÖNCE VE BU KONULARI BU ŞEKİLDE DİLE GETİREN TÜM KARDEŞLERİMİZE SAMİMİ ÇABALARINDAN DOLAYI TEŞŞEKÜR EDİYORUM. GERÇEKTEN GAYRETLİ BU ÇALIŞMALARINIZIN MUTLAKA BİR KARŞILIĞI OLACAKTIR. YALNIZ NEOLİBERAL VE İSLAMCILIK SÖYLEMLERİNİN AVAMA HİTAP EDEN BİR SÖYLEM OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM. BU GİBİ SÖYLEMLER DAHA ÇOK KAPALI KAPILAR ARDINDA ,SALONLARDA PANELLERDE VE YA DAHA ÖZEL YERLERDE KONUŞULUYOR VE HALKA YABANCI BU KELİMELER ENTELLEKTÜEL SÖYLEMDEN ÖTEYE GEÇMİYOR. MEYDANLARDA ASGARİ ÜCRETLE İLGİLİ, BAŞÖRTÜSÜYLE İLGİLİ ,İNSAN HAK VE HÜRRÜTEYLERİYLE İLGİLİ MEYDANDAN GELİP GEÇENLERİN DİKKATİNİ CELBEDEN EYLEMLERİMİZ,BASIN AÇIKLAMALARIMIZ VE HALKIN DİLİYLE ONGENİŞ KİTLELERİN VE HER KESİMİN RAHATLIKLA ANLAYACAĞI BİR SÖYLEM VS ÜZERİNE YOĞUNLAŞMAK DAHA VERİMLİ OLACAKTIR. BU GİBİ FAALİYETLERİN DAHA ÇOK BİZİM MAHALLEDE ALICI BULABİLECEĞİNİ VE BUNUN DA BELKİ SADECE KARİYERİMİZİ GELİTİRİCİ BİR FAYDASININ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM.