İş güvencesini kaldıran, yönetimde liyakati yok eden yönetmelikler kaldırılsın!
Kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaya yönelik girişimleri protesto eden Eğitim İlke-Sen, MEB yönetici görevlendirme yönetmeliğini ise sert şekilde eleştirerek, geri çekilmesini talep etti
Eğitim İlke-Sen (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası) tarafından düzenlenen eylemde, MEB Yönetici Atama Yönetmeliği ile son dönemde kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaya, onları yasal dayatmalarla baskı altına almaya çalışan değişiklikleri protesto etti.
Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Yunus Akkoç tarafından okunan açıklamada son yönetici görevlendirme yönetmeliğinin liyakat yerine kadrolaşmayı esas aldığını ifade etti.
İş güvencesinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ifade eden Akkoç, konuyla ilgili “Kamuoyunun bilgisinden kaçırılmak istenen düzenlemeler birbiriyle alakasız mevzuların bir araya getirildiği torba yasa tasarılarıyla meclisten geçiriliyor. İktidarın kendi iradesine boyun eğmeyen kamu emekçilerini terbiye etmek, onlar için mahkeme yolunu kapatmak, hukuki güvenceyi ortadan kaldırmak için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinde yapmak istediği değişiklik adaletsizliğin zirvesi olacaktır!
Buna göre kamu çalışanlarının haksız yere işlerinden uzaklaştırılmaları ya da başka bir mağduriyet yaşamaları durumunda mahkeme kararlarıyla görevlerine iadelerinin önü kesiliyor. Hukuk devleti iddiaları böylece helvadan yapılıp sonra yenen put örneğine dönerek ortadan tamamıyla kalkıyor. Mahkeme kararlarının uygulanmamasını açıkça hükme bağlamak isteyen iktidar iradesinin hoyratlığı bir kez daha ortaya çıkıyor.” dedi.
Basın açıklamasının tam metni
KAMU ÇALIŞANLARININ İŞ GÜVENCESİNİ ORTADAN KALDIRAN YASA TASARISI İLE MEB YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİ ADİL DEĞİLDİR, GERİ ÇEKİLSİN!
Değerli arkadaşlar,
10 Haziran 2014’te yayımlanan MEB Yönetici Atama Yönetmeliği adaletsiz ve hukuksuzluğun açık uygulaması olarak yürürlüğe girdi.
Daha önce Meclisten geçen düzenlemeye göre okul ve Milli Eğitim müdürlerinin görevi sonlandırılmıştı. Şimdi yeni atamaların nasıl gerçekleştirileceği hükme bağlanıyor.
Yönetmelik incelendiğinde yeni atama prosedürünün bütünüyle iktidar odaklı olduğu görülecektir. Okul müdürleri Milli Eğitim ve Şube Müdürlerinden oluşacak komisyonlar tarafından seçilecek. Belli bir puanlamanın da okul içinden birkaç öğretmen, veli ve öğrenci tarafından takdir edileceği uygulama bize göre göstermeliktir, yönetmeliğe mizanseni tamamlamak için konulmuştur. Asıl puanlama iktidarın yandaş sendika vasıtasıyla atadığı Mili Eğitim ve Şube Müdürleri tarafından hem de mülakat gibi sübjektif usullerle gerçekleştirilecek bir sözde sınav aracılığıyla yapılacaktır.
Yönetmeliğe göre okullara atanan müdürlerin yardımcılarını kendilerinin seçeceği de hesaba katılırsa yetkili sendika ile iktidar partisinin birlikte biçimlendireceği bir idareci atama süreciyle karşı karşıyayız demektir. Biz EĞİTİM İLKE-SEN olarak liyakat yerine kadrolaşmayı ve herkese boyun eğdirmeyi amaçlayan bu uygulamayı açık bir şekilde kınıyor ve bu uygulamanın herhangi bir tarafında yer alacak kişileri birazcık olsun adalet ve vicdan duyguları kaldıysa bu tezgâhın dışına çıkmaya davet ediyoruz. Aksi taktirde halka ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a bunun hesabını veremeyeceklerdir.
Arkadaşlar,
Bildiğiniz gibi AKP iktidarı daha önce idarecilikten stajyer öğretmenlere kadar herkesi hizaya sokmak isteyen bir yasal düzenlemeye imza atmıştı. Buna göre bir stajyer öğretmen itaatkâr olacak, mülakat gibi bu itaatin sınandığı sübjektif bir imtihan sürecinden geçecektir. Böyle bir uygulama ancak 28 Şubatçılardan öğrenilebilirdi ve işte bu adaletsizlik ve haksızlıklar şimdi düzenin yeni sahipleri tarafından gerçekleştirilecek!
Değerli arkadaşlar,
Bir diğer önemli düzenleme de kamu çalışanlarının iş güvencesiyle ilgilidir. Kamuoyunun bilgisinden kaçırılmak istenen düzenlemeler birbiriyle alakasız mevzuların bir araya getirildiği torba yasa tasarılarıyla meclisten geçiriliyor. İktidarın kendi iradesine boyun eğmeyen kamu emekçilerini terbiye etmek, onlar için mahkeme yolunu kapatmak, hukuki güvenceyi ortadan kaldırmak için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinde yapmak istediği değişiklik adaletsizliğin zirvesi olacaktır!
Buna göre kamu çalışanlarının haksız yere işlerinden uzaklaştırılmaları ya da başka bir mağduriyet yaşamaları durumunda mahkeme kararlarıyla görevlerine iadelerinin önü kesiliyor. Hukuk devleti iddiaları böylece helvadan yapılıp sonra yenen put örneğine dönerek ortadan tamamıyla kalkıyor. Mahkeme kararlarının uygulanmamasını açıkça hükme bağlamak isteyen iktidar iradesinin hoyratlığı bir kez daha ortaya çıkıyor.
İktidar çevrelerince bir müddettir mahkeme kararlarını tanımama beyanlarının hangi sonuçlara evrildiğini de böylece görmüş olduk. Kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırmak, onları yeni vesayete boyun eğdirmenin adıdır bu düzenleme! Bu düzenlemeye karşı çıkmak da kamu sendikalarının temel görevi olmalıdır.
Biz EĞİTİM İLKE-SEN olarak bütün adaletsiz uygulamaların karşısında olmaya devam edeceğiz. Çünkü Allah, Nahl Sûresi 90. ayette de buyurduğu gibi adaleti emreder; utanç verici ve arsızca olanı, akıl ve sağduyuya aykırı olanı ve azgınlığı, taşkınlığı yasaklar.
EĞİTİM İLKE-SEN adına
Yunus Akkoç
MYK Üyesi
egemenlerin borusunu öttüren ve mazluma taraf olmayan eğitim bir-senli arkadaşlarımız vicdanlarını ne kadar daha susturacaklar veya iktidar vagonluğu yapmayı ne kadar süre içselleştirecekler…