Okullarda ve Kamuda Başörtüsüne Şartsız Sınırsız Özgürlük!
EĞİTİM İLKE-SEN ve TOKAD; Tokat’ta, Yeraltı Çarşısı üzerinde, 26 Ocak Cumartesi günü gerçekleştirdikleri bir eylemle başörtüsüne okullarda ve kamuda şartsız, sınırsız özgürlük istedi.
Eyleme, TOKAD’ın da bileşenleri arasında yer aldığı ve 12. buluşmasını yapmak için Tokat’a gelen “Adalet ve Özgürlükler Platformu” temsilcileri de katıldı.
Eylemin başlangıcında “Adalet ve Özgürlükler Platformu” üyelerinden Bursa’dan Cihad Oruç, Kocaeli’nden Medine Küçük, Sakarya’dan Kadrican Mendi ve Konya’dan Musa Kazım Yılmaz birer selamlama konuşması yaparak başörtüsü yasağında gelinen süreçle ilgili değerlendirme yaptılar.
Topluluk adına basın açıklamasını ise Hilal Çetin okudu. Çetin, açıklamasında okullarda uygulamaya başlanan serbest kıyafet uygulamasının başörtüsü yasağı nedeniyle serbestlik iddiasını hak etmediğini vurgulayarak kamuda çalışan kadınlarla birlikte ilk ve ortaöğretimde eğitim gören kız öğrencilerin yasaklara muhatap olduğunu söyledi.
İktidarların değiştiğini ama yasakların kalıcı olduğunu ifade eden Hilal Çetin, halkın dini tercihlerini etkileyerek iktidar olanların uygulamalarında da temel değişiklikler olmadığını dile getirdi.
Hilal Çetin açıklamasını, başörtüsünün yaşamın bütün alanlarında özgürleşmesi için birçok şehirde sürdürdükleri mücadeleyi yükselterek devam ettireceklerini söyleyerek bitirdi.
Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
Okullarda ve Kamuda Başörtüsüne Şartsız Sınırsız Özgürlük!
Değerli basın mensupları, duyarlı Tokat halkı,
Bir eğitim öğretim yılının yarısı daha dün noktalandı. Bu eğitim öğretim yılı önemli değişikliklere tanıklık etti.
Eğitim sistemini kapitalist işleyişin aracısı kılan yapısal dönüşümler gerçekleştirildi.
Eğitim alanı her geçen gün hakikat temasından daha çok uzaklaşıyor; piyasa koşullarının, kâr hırslarının insaf ve imanına terk ediliyor.
Bunun yanı sıra ilk ve ortaöğretim kurumlarında serbest kıyafet uygulamasına geçildiği iddia ediliyor. “İddia ediliyor” diyoruz çünkü bu nasıl bir serbest kıyafet uygulamasıdır ki bu uygulama başörtüsünü kapsamıyor.
Yani kıyafet serbest, başörtüsü yasak! İçinden çıkılabilir bir çelişki midir bu sizce?
İktidarlar değişiyor ama yasaklar kalıcı. Halkın dini tercihlerini etkileyerek iktidar olanların da uygulamalarında temel değişiklikler olmuyor.
Liselere, ortaokullara, ilkokullara giden kardeşlerimiz kocaman yasak duvarlarıyla karşılanıyorlar. Başkaları tercih ettikleri kıyafetlerle derslere girerken İslami kimliği seçenler yine baskı ve yasaklara maruz kalıyorlar.
Kamu çalışanları için de aynı yasakçı, dayatmacı tavır geçerli. Başörtülü öğretmenler, memurlar aynı zulmün muhatabı oluyorlar.
İslami kimlikleriyle toplumsal yaşamın bütün alanlarında var olmak Müslüman kadınlara hala yasak!
Ülkeyi, büyük ve başka ufuklara taşımak iddiasıyla kimi İslami çevrelerin onay ve desteğini fazlasıyla alan siyasi iktidarın pozisyonu kimseyi aldatmasın!
Küresel ve yerel kapitalist güçlerin; NATO’cu politikaların esiri ve taşeronu olan siyasi irade, başörtüsünün özgürleştirici misyonuna her geçen daha çok zarar veriyor.
Başörtüsünü ve İslami değerleri yerel ve küresel kapitalist politikalarının üzerini örten bir araç olarak kullanıyor. Her geçen gün başörtüsünün taşıdığı, işaret ettiği anlamların içini boşaltıyor.
Siyasi iktidarın başörtüsü ve İslami değerler üzerinde kurmaya çalıştığı vesayet görülmedikçe bağımsız İslami kimlik iddiaları her geçen gün daha çok buharlaşacaktır.
Şunu belirtmeliyiz ki bizim için başörtüsü, adil ve özgür bir dünyaya açılan penceredir.
Biz başörtüsünü sadece fıkhi bir gereklilik olarak algılamıyoruz.
Başörtüsü, kapitalist yağma düzeninin çarklarında ezilen insanlığın kurtuluşu için yol haritasını gösteren bir işarettir!
Toplumsal yozlaşma ve çürümeye karşı ıslahın sembolüdür.
Sahte tanrıların şirk dünyasına teslimiyete karşı duran, şeytani egemenliklerin arzularına teslim olmayan bir direniş hattıdır.
Biz, Adalet ve Özgürlükler Platformu olarak başörtüsünün, izah ettiğimiz manalarıyla yaşamın bütün alanlarında özgürleşmesi için birçok şehirde sürdürdüğümüz mücadeleyi yükselterek devam ettireceğiz.
Başörtüsü yasaklarının kalkması için gayret gösterenlere de çağrımız şudur: Seçimlerde kullandığınız oyları imza olarak kabul etmeyenlerin yeni imzaları ciddiye alma ihtimallerine sarılmadan etkili siyasal tavırlar geliştirin! Zulüm, zorbalık ve aldatmalar başka türlü sona ermez.
Başörtüsünün işaret ettiği adil ve özgür bir dünya için safları sıklaştıralım.
Topluluk adına Hilal Çetin