8 Mart Emekçi Kadınlar Günü eylemi
EĞİTİM İLKE-SEN 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle Tokat Yeraltı Çarşısı üzerinde bir basın açıklaması yaptı.
TOKAD ile birlikte yapılan ortak basın açıklamasını okuyan TOKAD Başkan Yardımcısı Sema Avşar, 8 Martın sömürü ve zulme başkaldırının sembollerinden olduğunu, kadının hayatın pek çok alanında ezildiğini söyledi. Kapitalizmin kadını ucuz emek olarak fabrikalarda, atölyelerde sömürdüğünü dile getiren Avşar, 8 Martın kapitalistler tarafından tüketim günü olarak görülmek istendiğinin de altını çizdi.
Başörtüsü yasağından şiddet ve cinayetlere, savaş ve sürgünlere kadar çok boyutlu acıların içinden geçen kadınların birlikte direnişi yükseltmeleri gerektiğine vurgu yapan Avşar; “Biz Müslüman kadının ezilenlerin, bütün insanlığın annesi olması gerektiği bilinciyle mü’min erkek ve mü’min kadınların iyiliği emredip kötülüğü yasaklama sorumluluğu çerçevesinde birbirlerinin velisi, mücadele arkadaşı olduğuna ilişkin Rabbimizin buyruğuna iman ediyoruz! Hayata, ilişkilere, mücadeleye bakışımız budur!” dedi.
“Bizler “ezilenlerin annesi” olma bilinciyle var olmaya çalışacak, “kendine değil herkese Müslüman” anlayışıyla bütün insanlığı vahyin aydınlığına çıkarmak için gayret edeceğiz.” diyen Sema Avşar, konuşmasını 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününün zulme karşı adalet ve özgürlük mücadelesinin yeni bir kıpırdanışı olmasını dileyip herkesi adil bir dünyanın kurulması için dayanışmaya davet ederek tamamladı.
Basın açıklaması sırasında “Müslüman Kadın Ezilenlerin Annesidir” pankartının yanı sıra çok sayıda döviz taşındı ve “Uyan Diren Özgürleş!”, “Kapitalistler Kadını Sömürüyor”, “İnanca Saygı Başörtüye Özgürlük” sloganları atıldı.
Haber: Melike Belkıs Örs
Basın açıklamasının tam metni:
Müslüman Kadın Ezilenlerin Annesidir!
Değerli arkadaşlar, kıymetli basın emekçisi kardeşlerimiz,
Bugün 8 Mart Emekçi Kadınlar günü.
8 Mart emekleri, alın terleri, umutları çalınan kadınların 156 yıl önceki acılarını milat yaparak mücadele ve dayanışmayı yükselttikleri gündür.
Kapitalizm erkek-kadın, çoluk çocuk demeden insanların emeğini sömürerek onları köle yapmak ister. Bunu yaparken en çok kadını ezer. Emeğini değersiz görür, rahatça itip kakacağına inanır.
Arkadaşlar,
Bu acımasız kapitalist süreçte kadınlar dünyanın dört bir yanında ucuz emek olarak görülüyor. Anneler vahşi çalışma koşullarında eziliyor, çocuklarına, evine, fıtratına yabancılaştırılıyor.
İş hayatına girme aldatmacalarıyla emeği fütursuzca sömürülen kadın, ülkemizde de bu sömürüden fazlasıyla nasibini alıyor. Fabrikalarda, atölyelerde düşük ücretlerle ve sonu belli olmayan sürelerce çalıştırılıyor.
Hiçbir güvencesi olmadan ev işçisi olarak çalışan kadınlarımız, mevsimlik tarım işçisi olarak da sosyal güvenceden, sağlık ve eğitim hizmetlerinden uzak bir şekilde oradan oraya sürükleniyorlar.
Kıymetli dostlar,
Kadın, dünyanın en çok koşturanı, en çok çile çekeni… Hem sömürünün, hem savaş ve sürgünün hem aile içi şiddetin, hem yasakların muhatabı en çok kadınlar…
Bugün kapitalist yayılmanın ateşe verdiği Ortadoğu’da kadınlar, ailelerin ağır yükünü, savaş ve işgallerin acılarını omuzlarında taşıyorlar. Ülkemizdeki, şehirlerimizdeki mültecileri görüyorsunuz. Sahipsizlik had safhada! Ümmetin evlatları hep aynı kadere mahkûm ediliyor.
Arkadaşlar,
Bugünün Türkiye’si her sabah kadına şiddet ve kadın cinayetleri haberleriyle uyanıyor. Vahiyden uzaklaşan insanlar her geçen gün daha da acımasızlaşıyor. Kadın bedenleri bıçak darbeleriyle, kurşunlarla parçalanıyor. Yaşarken hep acıları sırtlanmak zorunda kalan kadınların sonları daha da korkunç oluyor.
Yaratıcısıyla bağını koparan insan ve sistemler kadınla beraber bütün bir insanlığı, bütün bir yeryüzünü ateşe atıyor. Kürt sorunundan başörtüsü yasağına kadar kadınlar acılarla, yasaklarla doğrudan karşı karşıya geliyorlar.
Kapitalizm kadın bedenini meta olarak sınırsızca sömürüyor. Ahlaki ifsat, yozlaşma kadınlar üzerinden gerçekleştirilmek isteniyor. Direnişin ve adalet talep etmenin adı olan 8 Mart, kapitalist sömürü düzeninin bir fırsatı kılınmak isteniyor.
Bugün başörtüsü yasağı, oluşturulmak istenen serbestlik algısına rağmen alabildiğine sürüyor. Başörtüsü okullarda yasak! Kızlarımız okula gittikleri her sabah lavabolarda örtülerini açmadan sınıflarına giremiyorlar. Başörtülü öğretmenler de aynı yasakla yüz yüze. Başörtüsü yasağı kamuda can acıtmaya, kadınlarımızı aşağılamaya devam ediyor.
Değerli arkadaşlar,
İç içe geçmiş onca sorunun kadınlar cephesinden sesleniyoruz: Rekabeti putlaştırarak insanı insanın kurdu haline getiren kapitalist dayatmalara karşı tek seçeneğimiz dayanışmaktır.
Biz Müslüman kadının ezilenlerin, bütün insanlığın annesi olması gerektiği bilinciyle mü’min erkek ve mü’min kadınların iyiliği emredip kötülüğü yasaklama sorumluluğu çerçevesinde birbirlerinin velisi, mücadele arkadaşı olduğuna ilişkin Rabbimizin buyruğuna iman ediyoruz! Hayata, ilişkilere, mücadeleye bakışımız budur!
O halde sorumluluklarımız bellidir:
Bütün kadınlarımızı, kadınlarımızla dayanışma arzusundaki herkesi Rabbimizin buyrukları çerçevesinde adalet ve özgürlük mücadelesi vermeye, ezilenlerin yanında; yasakçıların ve sömürücülerin karşısında saf tutmaya çağırıyoruz.
Kadına şiddet ancak kapitalist hırsların robotlaştırdığı, sevgiyi ve inancı yok ettiği anlayışlar ortadan kaldırılarak yok edilebilir!
Kadın cinayetlerinin önüne ancak Kur’an’ın bize Rum Suresinde bildirdiği “Kendileriyle rahatlayıp huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması O’nun ayetlerindendir. Düşünen bir toplum için bunda işaretler vardır.” ayetindeki anlayış yaşamsallaştırıldıkça geçilebilir.
Bizler “ezilenlerin annesi” olma bilinciyle var olmaya çalışacak, “kendine değil herkese Müslüman” anlayışıyla bütün insanlığı vahyin aydınlığına çıkarmak için gayret edeceğiz.
Bu vesileyle 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününün zulme karşı adalet ve özgürlük mücadelesinin yeni bir kıpırdanışı olmasını diliyor, herkesi bu çerçevede adil bir dünyanın kurulması için dayanışmaya davet ediyoruz.
TOKAD & EĞİTİM İLKE-SEN adına
Sema Avşar,
TOKAD Başkan Yardımcısı