Ey “Milli” Eğitim! Okul Bahçeleri Neden “Beton”dan!
Mekan, “ruh”un aynasıdır. Mekan, “zihnin” yatağıdır. Mekan, “fikrin” zikridir. Mekan, “söz”ün ruhudur. Mekan, “düşünce”nin arkıdır. Mekan, “duygu”nun zeminidir… Mekan, zihinsel ve toplumsal “akış” ve “oluş”un döl yatağıdır. Nasıl ki, şehir, medeniyet için bir “kab”dır, mektep ve içinde yer aldığı mekan, eğiti(şi)m için bir vahadır.
Ak Parti’nin “inşaat ve gökdelen cumhuriyeti” ile nasıl ki, sadece bir lafzi söylemden ibaret medeniyetin döl yatağı şehirler katlediliyor ve medeniyete asıl ruhunu veren “temeddün” (hareket ve süreklilik içinde, ferdi bir ideaya yaslayan, bağlayan insanlaşma) fikrinin ortaya çıkması engelleniyorsa, biçimsel düzeyde sözüm ona “andımız”dan “amentü”ye geçerek, jakoben Kemalist aklı taklit edercesine tepeden inmeci “dindar nesiller cumhuriyeti” inşa etmek istemenin aldatıcı yanılsaması içinde okullar ve içinde yer aldığı mekan, betonlaştırılmakta ve dondurulmaktadır.
Başka bir deyişle, eğitişim ve mektep ruhunu katledercesine okulların bahçeleri asfalt ya da betonla kaplanarak, öğrencilerin zihni, fikri, duygusu ve bütün bunlara ilham veren hürriyetlerinin üzeri adeta örtülmekte ve bedeni betona çarptıkça esaret altına alınmaktadır.
Bugün Türkiye’de milli eğitime bağlı okulların tamamına yakınının bahçe mekanı ya asfalt ya da beton zeminle kaplıdır. TOKİ, gökdelen, plaza ve AVM kültürünün yarattığı betonlaşmış ve plastikleşmiş zihni travmanın etkisiyle midir bilinmez ama bu durum aynı zamanda bir başarı olarak sunulmaktadır.
Söylemsel ve lafzi medeniyet inşa ve ihya yanılsaması ile “temeddün”ü çökerten, şehirleri karartan ve mahremiyeti katleden “göğü” ve “cebi” delen beton bina yığınları arasında çocukluğu, gençliği çalınan öğrencilerin, bir de okul bahçelerinde “hayat” bulmalarının, “hakikat”e vasıl olmalarının ve birikmiş “enerji”leri ile birbirleri ile etkileşime geçmelerinin üzerine adeta beton dökülmektedir.
Ey “milli” kavramı ile “amentü”nün “andımız”la özdeş tektipleştirici mahiyetini idrak edemeyen milli eğitim!
Bugün çocuk ve gençlerimizin şiddete eğilimli, kavgacı, hırçın, psikolojik sorunlar içinde ebeveynleri, büyükleri ve birbirleri ile girdiği ilişkide patoloji yaşadıklarının sebepleri üzerinde hiç düşünüyor musunuz? Halet-i ruhiyeyi, zihni ve duyguyu şekillendiren mekanın, bunda hiç etkisinin olmadığını mı sanıyorsunuz?
Eski tepeden inmeci, tektipleştirici ve durgunlaştırıcı eğitim, okul bahçelerine döktüğünüz sözüm ona “muhaza’kar’” asfalt ya da beton yığınları ile adeta öğrencilerin kafasına kazınmaktadır, farkında mısınız? Çünkü, zaten yanlış istikamette giden tren üzerine, tepeden inmecilik manivelası üzerinden ne kadar “dindar nesiller” ve “imam hatipliler cumhuriyeti” inşa etmek isterseniz edin, okul mekanına döktüğünüz betonlar, çocuk ve gençlerin nebatat (bitki), hayvanat ve tabiatla yani büsbütan “hayat” ve “hakikat”le buluşacak duygu, düşünce, zihin ve beden yapılarını felce uğratmakla ve iğdiş etmekle kalmayıp, dini donduran ve statükoya hizmet eden bencil, asalak ve sığ bireyler yetiştirecektir.
Ey milli eğitim! Eğer çocuk ve gençlerimizin bitki, toprak, tabiat ve ezcümle Allah’la hayat, hürriyet bulmasını ve hakikate vasıl olacak kendilik bilinci ile varoluşlarını gerçekleştiren insanlar olmasını istiyorsanız, lütfen yarından tezi yok Türkiye’deki tüm okul bahçe ve dış mekanlarını kendi ereklerine uygun toprak ve bitki ile buluşturacak bir çalışmayı başlatınız!