İlahiyat öğrencilerinden pedagojik formasyona ALES şartı tepkisi
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğrenci Platformu, YÖK tarafından yapılan yeni bir düzenlemeyle, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin hakkı olan pedagojik formasyon eğitimine ALES şartı getirilmesine tepki gösterdi. EĞİTİM İLKE-SEN olarak öğrenci arkadaşlarımızın haklı taleplerini sonuna kadar destekliyoruz.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi önünde yapılan eylemde platform adına basın açıklamasını okuyan Meryem Büşra Dağ, 28 Şubat süreci yaşanmadan önce, ilahiyat fakültesi öğrencilerinin dört yıllık lisans eğitimlerinde formasyon derslerini aldığını söyledi ve “Pedagojik formasyon eğitimimizin, 28 Şubat’tan önce olduğu gibi, ders programlarımıza iade edilmesini ve üniversitelerimiz ve müfredatlarımız hakkında keyfî dayatmalarda bulunan vesayet makamı YÖK’ün elinin üniversitelerimizden çektirilmesini talep ediyoruz.” dedi.
EYLEMDE OKUNAN BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlar;
Bilindiği gibi YÖK tarafından içinde bulunduğumuz eğitim öğretim yılı içerisinde yapılan bir düzenlemeyle ilahiyatların hakkı olan pedagojik formasyon eğitimine ALES şartı getirilmiştir. Bu düzenleme 28 Şubat sürecinde ilahiyat fakültesi öğrencilerini kamudan dışlamak için alınan yargı kararlarının ilerletilerek devam ettirilmesi anlamına gelmektedir. Biz bugün burada, ilahiyat fakültesi öğrencilerinin formasyon almalarının orantısızca zorlaştırılmasına ve son olarak içinde bulunduğumuz sene yapılan bu düzenlemeye tepkimizi bildirmek için toplanmış bulunuyoruz.
Değerli arkadaşlar;
28 Şubat süreci yaşanmadan önce ilahiyat fakültesi öğrencileri dört yıllık lisans eğitimlerinde formasyon derslerini de almaktaydılar. Bu sayede üniversiteden mezun olduklarında alanlarında öğretmen olarak görev yapabilme hakkına sahip oluyorlardı. 28 Şubat sürecinde darbeci zihniyetin egemen olduğu YÖK tarafından siyasi ve ideolojik sebeplerle bu dersler müfredattan kaldırıldı. Bu düzenlemenin ardından ilahiyat fakültesi öğrencileri, öğretmen olabilmek için gereken pedagojik formasyon derslerini belirli bir ücret karşılığında fakat yine de lisans eğitimleri esnasında alarak eğitimci olabiliyorlardı.
2010 yılında Eğitim-Sen’in Danıştay’a açmış olduğu dava neticesinde ilahiyat fakültelerinde okuyan öğrencilerin ’kamunun zararı’ gerekçe gösterilerek lisans eğitimleri devam ederken formasyon almaları da engellendi. Bu kararın ardından ilahiyat fakültesi öğrencileri öğretmen olabilmek için pedagojik formasyon derslerini ancak fakültelerinden mezun olduktan sonra alabilir hale gelmişlerdi. Bu da üniversite eğitiminin ardından bir yıllık bir eğitim süreci anlamına geliyordu.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, içinde bulunduğumuz eğitim öğretim yılında YÖK tarafından yapılan yeni bir düzenlemeyle, ilahiyat fakültesi öğrencileri de formasyon derslerini almak için ALES’ten alınan puanın %60 etkili olduğu bir elemeden geçmek zorunda bırakıldı. Bu da, öğretmenlik yapmak isteyen bir ilahiyat öğrencisinin birçok farklı sınavdan ve toplamda 6 yıllık bir eğitim sürecinden geçmesi zorunluluğunu doğurmuş oldu. Eğitim fakültesi öğrencileri dört yılda öğretmen olabilme hakkı kazanırken, ilahiyat fakültesi öğrencilerinin 6 yıl gibi uzun bir eğitimin ardından öğretmen olabilmesi tarafımızca anlaşılamamaktır.
Değerli arkadaşlar;
Bu bahsettiğimiz son düzenleme sadece ilahiyat fakültesi öğrencileri için değil, tüm fen edebiyat fakültesi öğrencileri için yapıldı. Fakat pedagojik formasyon bakımından geri kalan fakülte öğrencileriyle ilahiyat fakültesi öğrencileri farklı pozisyonlardadır. İmam-hatip liselerindeki meslek dersi eğitimci kadroları sadece biz ilahiyat fakültesi öğrencileri tarafından doldurulabilmektedir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümünden mezun olan arkadaşlarımızsa imam hatip liselerinde meslek dersi öğretmeni olamamaktadırlar. Bu nedenle imam hatip liselerindeki meslek dersleri öğretmeni açığını kapatabilmek için ilahiyat fakültesi öğrencilerine ihtiyaç bulunmaktadır. İlahiyat fakülteleri başka hiçbir fakültenin mezunlarıyla çakışmayan eğitimci kadroları mezun etmesine rağmen, bu fakültelerde formasyon dersleri için bunca zorluğun öngörülmesi fevkalade anlamsızdır.
İlahiyat fakültelerinin arz ettiğimiz bu hali, 28 Şubat sürecinin ve YÖK adı verilen vesayet kurumunun eğitim sistemi üzerinde kurduğu despotizmin eğitim sistemini daha da çarpıklaştıran bir sonucudur. Bu düzenlemeler de, tıpkı kısa süre önce felsefe derslerinin kaldırılma girişimi gibi, üsttenci ve baskıcı bir mantığın ürünüdür. 28 Şubat sürecinin failleri yargılanıyor görünürken, onların fakültemize vurdukları formasyon darbesinin önce 2010’da ardından 2013’te alınan yeni kararlarla ilerletilmesi büyük bir tezattır. Özü itibariyle dayatmacı bir kuruluş olan YÖK, özerk olmaları gereken üniversiteler üzerinde vesayet makamı işlevi görmekte ve yükseköğrenimle alakalı herhangi bir konuda istişaresiz ve keyfî tasarruflarda bulunmaktadır.
Bu sebeplerle, bizler Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde faaliyet gösteren 10 öğrenci topluluğunun bileşeni olduğu Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğrenci Platformu olarak; pedagojik formasyon eğitimimizin, 28 Şubat’tan önce olduğu gibi, ders programlarımıza iade edilmesini ve üniversitelerimiz ve müfredatlarımız hakkında keyfî dayatmalarda bulunan vesayet makamı YÖK’ün elinin üniversitelerimizden çektirilmesini talep ediyoruz.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğrenci Platformu