AçıklamalarımızManşet

Özür Grubu Atamaları Yeniden Düzenlenmelidir

Sorunlara getirilen eksik çözümler, yeni sorunları beraberinde getirir. Bir süredir öğretmenler, eş ve sağlık durumu özrü ile özel hayatını olumsuz etkileyen nedenlere bağlı olarak yer değiştirmeleri çerçevesinde yaşadığımız durum bunun somut bir örneği olmuştur. Belirtmek isteriz ki, çözüm için sahici bir niyet varsa bu durumda eksiklerin tamamlanması da mümkündür.

Özür grubuna bağlı yer değiştirmeler, adında da anlaşılacağı gibi kişilerin iradesi dışında gerçekleşen durumlarda duyulan bir ihtiyaçtır. Ailevi, sağlık ya da öğrenim gibi önemli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. O halde böylesi bir durumda Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğu, kişilere sorunlarının çözümü noktasında kolaylaştırıcı olmaktır. Lakin iyi bir yönetmelik hazırlamak yerine muhatapların temsilcileriyle en ufak bir istişareye dahi gerek duyulmadan çıkarılan aceleci kanun hükmünde kararnameler, son süreçte işleri daha sıkıntılı bir hale sokmuştur.

Önceki Milli Eğitim Bakanı ile Başbakan arasındaki görüş ayrılığında ortaya çıktığı gibi, kamu çalışanlarının akıbeti kişisel bir mevzuuymuş gibi belirsiz bir duruma sürüklenebilmiş, haliyle ciddi bir gerilim kaynağına dönüşmüştür. Bu sebeple Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlerinin yer değiştirmesiyle ilgili maddelerin yer aldığı 652 sayılı KHK’nin bazı maddelerinin son gelişmeler ışığında yeniden düzenlenmesi gerektiği aşikârdır.

Buna göre ilk olarak kararnamedeki “Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yaz tatillerinde yapılır.” ifadesi derhal yürürlükten kaldırılmalı ve bu atamaların herkesin hakkını gözetecek şekilde her dönemin başında ve sonunda yapılması sağlanmalıdır. Özellikle eş durumu ve sağlık özrüne bağlı yer değiştirmelerin, önemine binaen dönem içinde de il emrine atama usulüyle gerçekleştirilmesine olanak tanınmalıdır.

Özür grubu atamalarında “öğrenim durumu özrü”nün dikkate alınmaması ve yer değiştirme için geçerli sayılmaması da ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Yargı kararları, bu tür bir engellemeye karşı açılan davalarda başvuran öğretmenleri haklı bulmaktadır. Bu sebeple öğretmenlerin yüksek lisans ve doktora hakkı kazandıkları şehirlerde çalışma isteği mutlaka dikkate alınmalı, sorunun çözümü için her defasında yargı yoluna gidilmesine gerek bırakılmamalıdır.

Eğitim İlke-Sen olarak kamu çalışanlarının özür durumlarıyla ilgili taleplerinin karşılanabileceği bir düzenlemenin yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Üstelik böyle bir değişiklik, bu konuda yöneticilerin şahsi inisiyatif kullandıkları izlenimini veren belirsizliği gidermek için de gereklidir.

EĞİTİM İLKE-SEN