EylemlerimizManşet

Sınırları, Evini, Kalbini Mültecilere Aç!

2015-1018-multecilerTokat’ta İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Derneği Sendikası (Eğitim İlke-Sen) üyeleri, Türkiye’de bulunan mültecilere karşı vatandaşların evini ve kalplerini açmalarını istedi.

Yeraltı çarşısı üzerinde toplanan grup üyeleri, Türkçe ve İngilizce olarak ‘Sınırlarını, evini, kalbini mültecilere aç’ yazılı pankart açtı. “Suriye halkı yalnız değildir” diye slogan atan grup adına açıklamayı Eğitim İlke-Sen Ankara İl Temsilcisi Emre Berber okudu. Berber, mültecilerin can havliyle ülkelerin sınırlarına dayandığını söyleyerek, “Savaş ve katliamlardan kaçarak yeni bir hayata tutunmak isteyen yavrularımız Akdeniz’in, Ege’nin serin sularına gömülüyor. Yaşanmaya tutunmaya çalıştıkları şehirler, kasabalar, ülkeler bütün genişliklerine rağmen onlara dar geliyor. İnsanlık mülteci adımlarıyla uzayan bir sürgün rengine bürünüyor. Afrikalı, Asyalı sayısız mültecinin dramına bugün hemen yanı başımızdaki kardeşlerimiz olan Suriye halkı eşlik etmeye başladı. Onca hesap yapan eli kanlı çevrelerin yarattığı tahribatın faturasını Aylan bebekler sahillerde canlarıyla ödüyorlar. Ey vicdan ve merhamet sahibi kardeşlerimiz, evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalan kardeşlerimizin sahipsizliklerine ses verme zamanlarındayız” dedi.

Basın açıklamasının tam metni:

Sınırları, Evini, Kalbini Mültecilere Aç!

Open Your Borders, Home, Heart for Refugees!

Değerli halkımız, ey insanlık,

Bugün insanlık yine büyük bir sınavdan geçiyor.

Mülteci kardeşlerimiz can havliyle ülkelerin sınırlarına dayanmış, tel örgüleri ve sınırları aşmaya çalışıyor.

Savaş ve katliamlardan kaçarak yeni bir hayata tutunmak isteyen yavrularımız Akdeniz’in, Ege’nin serin sularına gömülüyor.

Yaşama tutunmaya çalıştıkları şehirler, kasabalar, ülkeler bütün genişliklerine rağmen onlara dar geliyor.

İnsanlık mülteci adımlarıyla uzayan bir sürgün rengine bürünüyor.

Arkadaşlar,

Afrikalı, Asyalı sayısız mültecinin dramına bugün hemen yanı başımızdaki kardeşlerimiz olan Suriye halkı eşlik etmeye başladı.

Suriye halkı acımasız iç savaşın sürüklediği akıl almaz bir felâketi yaşıyor.

Bölgesel ve küresel efendilerin tepiştiği Suriye arenasında can verenler ne yazık ki Suriye halkıdır, kardeşlerimizdir.

Onca hesap yapan eli kanlı çevrelerin yarattığı tahribatın faturasını Aylan bebekler sahillerde canlarıyla ödüyorlar.

Anneler, babalar botlarla, trenlerle Avrupa’ya doğru daha insanca bir yaşam umuduyla yola çıkıyor; asfaltlar,  otobanlar insanlığımızın utanç yürüyüşüne tanıklık ediyor.

Ey vicdan ve merhamet sahibi kardeşlerimiz,

Evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalan kardeşlerimizin sahipsizliklerine ses verme zamanlarındayız. 

Bu, insanlığımızın, Müslümanlığımızın sınandığı tarihi bir andır.

Sınırlarını mültecilere kapatan devletlere karşı bütün bir insanlık ayağa kalkmalı ve her bir tarafı Âlemlerin Rabbi Allah’a ait olan yeryüzünün mültecilere serbest olması gerektiğini haykırmalıdır.

Evet, doğu da, batı da Allah’ındır, sınırlar kalksın!

Ey dünyanın vicdanlı halkları, Müslümanlar,

Evlerimizi, kalplerimizi mültecilere açmanın tam vaktindeyiz. Macaristan kırlarında umuda tutunmak isterken çelmelenen insanlığa elimizi verelim.

Suriye halkını acımasız bir iç savaşın içine sürükleyen Türkiye’nin siyasetinin bu trajedideki rolünü açık yüreklilikle tartışalım.

Kamplara mahkûm edilmek istenen mülteci kardeşlerimizin bu topraklarda bizimle beraber insanca yaşamaya hakları olduğu bilincini yaygınlaştıralım.

Bilelim ki muhacir kardeşlerimize yardımcı olmak, onların yanında yer almak bizim öncelikli sorumluluğumuzdur. Kimse buradan minnet üretmemelidir.

Değerli halkımız, dünya halkları,

Buradan Türkiye ve Avrupa hükümetlerine ve dünyadaki bütün hükümetlere sesleniyoruz,

Sınırları açın! Kendi eseriniz olan bir trajediyi derinleştirmekten başka bir şey yapmıyorsunuz!

“Biz şu kadar mülteciye bakıyoruz” deyip durmayın!

Siz böyle dedikçe trajedilerine sebep olduğunuz Suriye halkı için aklımıza Musa’yı minnet altında bırakmak isteyen Firavun örneğinden bahseden Kur’an-ı Kerim’in uyarıları geliyor.

İnsanların başına kaktığınız iyilik aslında onlara yapmak istediğiniz bir kötülüğün sonucu değil midir?

Buradan herkese sesleniyoruz,

Mülteciliği doğuran, dayatan küresel korsan rejiminize karşı insanlığın yanında yer alacağız!

Hırslarınızın ifsat ettiği dünyaya karşı ezilenlerin, muhacirlerin yanında durarak adaletin çağrıcısı olmaya gayret edeceğiz.

Mültecilere dönük davranışlarınız insanlığınızın, adaletinizin ölçüsüdür. İnsanlığınızı gözetleyeceğiz.

Ey yüreğinin vicdan terazisini yitirmeyen dünya halkları,

Evimizi, sevgimizi, kalbimizi, alın terimizi mülteci kardeşlerimize, Kur’an’ın ifadesiyle yolda kalmış, hayat yolculuğu akamete uğratılmış kardeşlerimize açalım.

Unutmayalım ki en sahih, en ümitvar, en devrimci siyaset bu merhamet denizinde vücut bulacak; zalimler ve işbirlikçileri muhakkak kaybedecektir!

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası)

İNANÇ İLKE-SEN (İlkeli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Dayanışma Sendikası)

tokad (Toplumsal Dayanışma, Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası)