Sosyal Adalet

İş cinayetleri hız kesmiyor!

Dün ajanslara düşen haberin başlığı şu.

‘2013’e rekorla başladık’

Merak ediyorum, neyin rekoruymuş bu acaba diye, açıp bakıyorum.

Haber şöyle:

“Yazılı bir açıklama yapan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, dünyanın en büyük müteahhitlik firmalarının yer aldığı 225 firma sıralamasında 33 firmayla ikinci sırada yer alan Türk müteahhitlik sektörünün, 2013 yılına ”vites yükselterek” rekorla başladığını belirtti.”

Bakanın gözü hep yükseklerde olduğu için vites yükseltmenin kıvancını duyuyor da, nedense o beş vitesli aracın dişliler arasından sızan kan pek umurunda değil…

Niye mi böyle söylüyorum?

Çünkü bakanın yeni yıla rekorla girdiği için övündüğü inşaat sektörü, maalesef geçen senenin de işçi ölümleri şampiyonu!

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin 2012 yılıyla ilgili hazırladığı rapordaki tespitleri paylaşıyorum:

“2012 yılında iş cinayetleri sonucu aramızdan ayrılan işçi arkadaşlarımızın sayısı en az 878’e ulaştı…

2012 yılında inşaat, tarım, enerji ve maden sektörleri yangın yeri oldu!

Sermaye ve iktidarı AKP’nin Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak adlandırdığı inşaat sektöründe, yarıya yakını düşme kaynaklı olmak üzere en az 279 inşaat işçisi can verdi…”

Düşünün, bunlar sadece medyaya yansıyan haberlerin takibiyle oluşturulabilen istatistikler.

Buna bir de haberdar olamadığımız kazaları, ölümleri eklediğimizde durumun vehameti artmış oluyor.

Lakin sayın bakanın ya da kabinenin bunu çok da dert etmedikleri, ortaya koydukları yaklaşımdan anlaşılıyor.

* * *

Yine bu konuyla ilgili hafta içinde aldığımız iki kötü haber var, biliyorsunuz.

Zonguldak’ta birkaç gün arayla meydana gelen iki göçükte toplam 9 madenci hayatını kaybetti.

Diğer iş alanlarıyla birlikte bakınca, yılın ilk 10 gününde hayatını kaybeden işçi sayısı 20’ye yaklaştı.

Peki rekorlarla övünen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bu işçi cinayetleriyle ilgili ne yapmayı düşünüyor?

Görünen o ki, çalışanların güvenliğini sağlayacak tedbir ve denetimleri arttırmak yerine, taşeron düzenlemesinin kapsamının genişletmeyi ve sonuçta öldüreni değil de öleni ya da hemen onun bir üstünde yetkili sayılan işçiyi suçlu konuma düşürebilecek yeni bir yasal düzenleme hazırlıyor!

Yani tüm taşeron düzen masum, bütün ekonomi politikaları iyi, bir tek işçiler ve teknisyenler ‘dikkatsiz’ öyle mi?

Sanmayın zalimlik, bu kadarla da bitiyor.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü, madenlerdeki ölümlerden hemen sonra bir genelge yayınladı.

Buna göre ücretleri üzerinde haciz bulunan işçiler, 1 yıl içinde bunu kaldıramamaları halinde işten kovulacaklar!

Gerekçe de şu:

“İcralık duruma düşen işçilerin akıllarının sürekli iş harici konularla meşgul olması ve konsantrasyon problemi yaşamalarının muhtemel bulunması nedenlerinden dolayı işlerini dikkatli yapamama olasılığı bulunma”sı.

Ne kadar iyi niyetli, ne kadar duyarlı bir yaklaşım değil mi!

Hem taşeron düzeniyle insanların emeğini, hakkını gasp edin, alınterinin karşılığını vermeyerek borçlu hale getirin; bankalara yem edin, sonra da bunda hiç payınız yokmuş gibi yine işçiyi sorumlu tutup işten atmakla tehdit edin!

İnsaf! İnsaf! İnsaf!

Sonuç niyetine söyleyeceğim ise şu:

İktidar, icra ettiği ekonomi politikalarıyla büyük şirketlerin kârına kâr katarken, orta ve küçük ölçekli işletmeleri, esnafı bitiriyor; halkı yoksullaştırıyor, emekçileri ise sosyal haklarından, güvencelerinden artan oranda mahrum bırakıyor!

Ve tüm bunların hesabını vereceği yerde, büyümekle, rekorlarla böbürleniyor; işçi cinayetlerindeki mesuliyetini göz ardı edip kabahati ölenlerde arayan argümanlar üretiyor.

Anladık, kuldan utanmak kalmadı da; Allah’tan ne zaman korkmaz oldunuz ki?

 BEYTULLAH ÖNCE

SAKARYA YENİHABER